Spinoza'da Bilgi ve Etik İlişkisi
Abstract
On yedinci yüzyıl bir yandan gelenekten kopuşu ifade ederken öbür yandan da modern ve yeni bir özne inşa etmektedir. Bu yenilik felsefenin varlık, bilgi ve değer alanlarının yeniden konumlanmasını da zaruri kılmıştır. Çağın bir filozofu olarak Spinoza'nın felsefesi de hem modern hem de geleneksel özellikleri bir arada bulundurur. Bu anlamda Spinoza, kendi düşüncelerini varlığın temel olduğu bir bilgi ve etik ilişkisi üzerine bina etmektedir. Biz bu çalışmamızda Spinoza'nın bilgi ve etik düşüncelerini birbiri ile olan ilişkisi bakımından ele aldık. Spinoza'nın etiği bir bilinçlenme etiği olarak anlaşıldığı için bilgi onun için ahlaklı olmanın ön şartıdır. Bu anlamda biz bilgiyi ele alırken, öncelikle Spinoza'nın yönteminden, bilginin tanımından, doğasından ve türlerinden söz edip bir bilinç varlığı olarak insana nihai bir amaç tayin etmeye çalıştık. Benzer şekilde etik söz konusu olduğunda, ahlaki değerlerden, tutkuların doğasından ve özgürlükten söz edip, etik bir varlık olarak insanın nihai gayesini anlamaya çalıştık. Son olarak da bilginin etik için gerekli ve zaruri olan önceliğinden hareketle, ahlakı, tutkulardan kaçınmayı ve özgürlüğü bilinç varlığı olan insan açısından nihai bir varış noktası olarak kritik etmeye çalıştık. Bu anlamda Spinoza'nın etiğinin, "doğru eylem için upuygun bilgi" olarak insanı Tanrı'nın sevgisine yönelten bir gayede olduğunu göstermeye çalıştık.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [482]