• Türkçe
    • English
  • English 
    • Türkçe
    • English
  • Login
View Item 
  •   AYBU DSpace
  • FAKÜLTELER
  • İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ
  • Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
  • Türk Dili ve Edebiyatı Makale Koleksiyonu
  • View Item
  •   AYBU DSpace
  • FAKÜLTELER
  • İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ
  • Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
  • Türk Dili ve Edebiyatı Makale Koleksiyonu
  • View Item
JavaScript is disabled for your browser. Some features of this site may not work without it.

“Evde Kalmış Bir Kız” Olmanın Trajedisi: Tarık Buğra Hikâyesi Üzerine Bir Okuma

Thumbnail
View/Open
Makale Dosyası (343.7Kb)
Date
2020-12-14
Author
Tek, Zeynep
Metadata
Show full item record
Abstract
Tarık Buğra’nın (1918-1994) gündelik hayatın kesitlerinden oluşan hikâyelerinde sıradan insan yaşamlarının çeşitli yönlerine tanık olunur. Bu tür metinlerden biri de insan varoluşunda anlam ve amacın kaybıyla şekillenen bir yaşam hikâyesini ele alan “Var Olmak Veya Olmamak”tır (1953). Hikâyede otuz dört yaşında çirkin, evde kalmış bir kız olarak tarif edilen ve erken Cumhuriyet dönemine (1923-1950) tanıklık ettiği anlaşılan bir öğretmenin intiharla sonuçlanan trajedisine yer verilir. Müntehir öğretmenin yeğeni tarafından anlatılan hikâye, onun bir gemideki son anlarına ve geçmişteki kırılma noktalarına odaklanır. Bu anlatım üzerinden, gün geçtikçe artan yalnızlığın kendisinde çirkinlik düşüncesini tetiklediği ve bunun sonucunda ortaya çıkan aşağılık kompleksinin yaşama sevincine ve uyum becerisine telafisi olmayacak şekilde zarar verdiği anlaşılır. Mevcut çalışma, söz konusu trajedinin temelindeki çatışmayı, öğretmenin son anlarına ve evde kalmanın erken Cumhuriyet dönemindeki anlamına odaklanarak irdelemeyi amaçlar. Bekârlık, çirkinlik ve ölümün yan yana geldiği anlatıda kendi olmanın gücünden mahrum kalan hikâye kişisinin var olamamasına yol açan psiko-sosyal bağlamı inceler. Buna bağlı olarak geleneksel yaşam biçimi ile Cumhuriyet dönemi modernleşmesinin örtüşen normlarının kadın öğretmen üzerinde ağır kamusal beklentilere ve travmatik etkilere yol açtığı sonucuna varılır. Öğretmenin kamusal alanda güçlü bir kadın karakter olarak ataerkil baskılara maruz kalışı, toplumun bağımsız kadın figürlerine aşina olmamasıyla ilgili olabilir. Kadının evlenmemesi durumunda kusurlu olduğu düşüncesine kapılması da toplumun (ön) yargılarını kolektif öznelliğin bir üyesi olarak içselleştirmenin sonucu olarak değerlendirebilir. Yeni kamusal alanların inşasında rol alan Cumhuriyet kızlarının içsel güç kaybı, yerleşik toplumsal algıları dönüştürmenin ve bununla edilecek mücadelenin zorluğuna işaret eder. / Various human aspects of the lives of ordinary people are witnessed in Tarık Buğra’s (1918-1994) stories, which consist of scenes from daily life. One of his stories is “Var Olmak Veya Olmamak” (1953), addressing a life story shaped by the loss of meaning and purpose in human existence. This story tells the tragedy of a 34-year old, “ugly and spinster teacher”, a witness of Turkish modernization and early republic years, who commits suicide. This teacher's nephew as a storyteller focuses on the last moments of her on a ship and on the breaking points in her past. Throughout the story, the reader understands that the loneliness of the teacher triggers feelings of ugliness in her, and the resultant feelings of inferiority complex drastically damage her joy of life and adaptive capabilities. This study aims to examine the conflict underlying this tragedy with a focus on her last moments and the meaning of spinsterhood in early Republican Turkey (1923-1950). Singleness, ugliness, and death coexist in this story and, the psycho-social context surrounding the suicide of the teacher who lost her power of being oneself is analyzed here. Relatedly, it is inferred that the overlapping norms of both traditional lifestyle and Turkish modernization lead to heavy public expectations and traumatic effects on the woman teacher. Patriarchal oppression of the teacher as a strong female character in the public sphere might be related to society’s unfamiliarity with the independent woman figures. Internalization of societal prejudice as a member of the collective subjectivity might result in feelings of incompleteness in an unmarried woman. The internal withering of the daughters of the Turkish Republic while they partook in the constitution of a new public sphere implies the difficulty in transforming and struggling against established social perceptions.
URI
http://acikerisim.ybu.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/2176
Collections
  • Türk Dili ve Edebiyatı Makale Koleksiyonu [22]

DSpace software copyright © 2002-2016  DuraSpace
Contact Us | Send Feedback
Theme by 
Atmire NV

Açık Erişim Politikası || Rehber || Kütüphane

Ayvalı Mah. Gazze Cad. No: 7 ETLİK / ANKARA

Creative Commons License
DSpace@AYBÜ by Ankara Yıldırım Beyazıt University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License.

DSpace@AYBÜ

 

 

Browse

All of DSpaceCommunities & CollectionsBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsBy Submit DateTypeDepartmentPublisherThis CollectionBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsBy Submit DateTypeDepartmentPublisher

My Account

LoginRegister

DSpace software copyright © 2002-2016  DuraSpace
Contact Us | Send Feedback
Theme by 
Atmire NV

Açık Erişim Politikası || Rehber || Kütüphane

Ayvalı Mah. Gazze Cad. No: 7 ETLİK / ANKARA

Creative Commons License
DSpace@AYBÜ by Ankara Yıldırım Beyazıt University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License.

DSpace@AYBÜ