The Oxymoron of Monarchies Promoting Change: Qatar and the Arab Spring
Abstract
Arap monarşilerinin aksine Katar, 2010 sonlarında ortaya çıkan Arap devlerimlerine karşı ilk anlarından beri desteklemiştir. O zamandan beri Katar'ın El Cezire (Al Jazeera) ağı Arap toplulukları için en temel medya hareketlendiricisi olmuş ve devrim yanlısı Arap entelektüellerini ağırlayarak ve devrim yanlısı mesajlar yayımlayarak bölgedeki değişim sürecinin aktif bir destekcisi olmuştur. Katar Tunus devrimini de memnuniyet ile karşıladı ve tıpkı Yemen ve Mısır'da olduğu gibi, ülkeyi geçiş sürecinde maddi olarak destekleme sözü verdi. Katar, bunların yanında, Libya ve Suriye'deki insani müdahale için Arap ve uluslararası desteği harekete geçirmek adına büyük çaba sarf etti ve oradaki devrimci güçlere hem maddi hem askeri anlamda destek vererek cömertçe arka çıktı. Fakat Katar'ın Arap Devrimi yanlısı politikaları ülkenin muhafazakar komşuları olan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ile olan ilişkilerini zayıflattı ki bu da söz konusu ülkelerin Doha büyükelçilerini 2014 yılında geri çağırmalarına neden oldu. Yine bu ülkeler ve Mısır 2017 yazında Doha'ya karşı tam bir boykot ve ambargo ilan etti. Bu tez, Katar politik sisteminin muhazafakar-monarşi rejimi olduğu düşünüldüğünde, rejim tiplerinin devletlerin kendi jeopolitik çevrelerinde meydana gelen devrimlere karşı reaksiyonlarında fark yaratıp yaratmadığını analiz ederek, Doha'nın Arap Devrimi boyunca bölgedeki değişim yanlısı politikaları kucaklamasına neden olan dinamikleri incelemeyi hedeflemektedir. Katar'ın Tunus, Libya, Yemen ve Suriye'ye verdiği devrim sonrası desteğin çalışılması ile birlikte, "Katar İstisnası" olarak bilinen hususu anlamak amacıyla Katar'ın Mısır vakasındaki rolü için detaylı bir analiz yapılmıştır. Bu tezde ulaşılan sonuçlar Doha'yı bu istisnai pozisyonu benimsemeye iten jeopolitik çıkarların neler olduğunu ortaya koymaktadır. Unlike the Arab monarchies, Qatar embraced a supportive position towards the Arab revolutions since the moment they broke out in late 2010. In fact, Qatar's Al-Jazeera network had been an essential media mobilizer for the Arab masses, and a major promoter of the revolutionary change process in the region by hosting pro-revolution Arab intellectuals and broadcasting pro-reform messages. Qatar firstly welcomed the Tunisian revolution, and financially backed the country in its transitional stage, the same it behaved with the Egyptian and Yemeni cases. What's more, Qatar made efforts to encourage Arab and international support for humanitarian intervention in Libya and Syria, and generously backed revolutionary forces there both financially and militarily. However, Qatar's pro-Arab Spring policies weakened its relations with its conservative neighbors, namely Saudi Arabia, the United Arab Emirates (UAE) and Bahrain, which, consequently, prompted them to boycott Doha and withdraw their ambassadors from there in 2014. Then, in the summer of 2017, the same three states, along with Egypt, announced a total boycott and embargo on Doha. Given the fact that Qatar's political system is of the conservative-monarchic type, this dissertation aims to review the dynamics that drove Doha to embrace a pro-change policy in the region during the Arab Spring by asking whether regime "types" matter in terms of their respective reactions to revolutions that occur in their geopolitical backyards. Along with studying Qatar's support for post-revolutionary Tunisia, Libya, Yemen and Syria, a detailed analysis was conducted on Doha's role in Egypt with a view to better understanding what has come to be known as "Qatari Exceptionalism." This dissertation comes up with many conclusions with a view to understanding the geopolitical interests that drove Doha to adopt that exceptional position.
Collections
- Doktora Tezleri [142]
The following license files are associated with this item: